Kompozit malzeme kullanımının tarihçesi aslında çok eskilere dayansa da, bir endüstri olarak hayatımıza 1940 yılların başlarında girmiştir.
Çok bileşenli malzeme kullanımı, doğada bulunan malzemelere yapılan müdahalelerle onu daha kullanışlı hale getirmeye başladığımızda gerçekleşmiştir.
İlk çağlarda insanlar, kırılgan yapıdaki malzemelerin içine bitkisel ya da hayvansal lifler koyarak, bu kırılganlık özelliğinin önüne geçmeyi başarmışlardır. Örneğin kerpiç üretirken killi çamur içine saman ya da sarmaşık lifleri katmış ve dayanımını artırmışlardır.
Cam liflerinin kullanımı da aslında çok yeni değildir. M.Ö.1600 yıllarında Mısır’da ince cam liflerinin yapımının bilindiğini ve bunları değişik amaçlarla kullanıklarını bilmekteyiz.
Ancak, cam liflerinin günümüz sanayi anlayışı ile kullanımı 1877 yıllarına dayanmaktadır. Bugün ise, en yaygın olanı cam lifleri ile donatılmış polyester kompozitlerdir.
1950’li yılların ortalarında ise bu liflerle donatılmış sentetik reçineler endüstriyel olarak kullanılmaya başlanmıştır. İşte bu malzemenin en tanınmış grubuna ülkemizde CTP “Cam Elyaf Takviyeli Plastik” denilmiştir. Ayrıca halk arasında fiberglass olarak ta bilinmektedir.
1960’yılların başından itibaren ülkemizde sıvı depoları, çatı levhaları, küçük boyda deniz teknelerinin yapımı gibi alanlarda kullanılmaya başlanmıştır.
Geçen yıllar içinde teknolojik ve endüstriyel gelişmeler ve bunlara paralel olarak beklentilerin artmasıyla, CTP kullanımı oldukça yaygınlaşmış, hatta vazgeçilmez hale gelmiştir.
En az onun kadar özel bir alternatifi, henüz keşfedilmiş değildir…